Çayır ve Mera Tohumları

Agropyron Cristatum ( Otlak Ayrığı)

Serin mevsim yem bitkisidir. Kurağa ve soğuğa dayanımı yüksektir. Kurak ve yarı kurak bölgelerin bitkisidir. Yağışlı ve sulanabilen şartlarda verimi diğer bitkilerle yarışamadığı için yıllık yağış miktarı 250-400 mm arasında değişen kurak ve yarı kurak bölgelere tavsiye edilir. İlkbaharda erkence gelişir, otlanabilecek duruma gelir. Yeşil iken otlatılmalıdır. Kuru ot üretimine elverişli olmayan tipik bir mera bitkisidir. Otlamaya çok dayanıklıdır.

Vicia Sativa ( Adi Fiğ )

Tohumlarının iriliği nedeni ile fiğ, tahıl ekim makinaları ile kolayca ekilebilir. Fiğ ot üretimi amacıyla sıra arası 20- 30 cm olacak şekilde ekilebilir. Ekim oranı ise 10-12 kg/da olmalıdır. Dane üretimi için ise sıra arası 30- 50 cm bırakılmalı ve dekara 8- 10 kg tohum atılmalıdır. Tohumlarının iri olması nedeniyle 3- 4 cm derinliğe ekilebilir. Çıkıştan sonra bir süre dik olarak gelişen fiğ bitkileri gövdelerin zayıf olmaları nedeniyle kolayca yatarlar.

Yatan fiğ bitkileri zor biçildiği gibi bitkilerin alt kısımlarında çürümeler başlar. Bu nedenle ot üretimi için fiğin tahıllarla karışık ekilmesi önerilir. Fiğ bitkisi tahıllara sarılarak dik olarak gelişir. Biçim daha kolay olacağı gibi, elde edilen otun verimi ve kalitesi de artar.

Karışımlarda tahıl olarak en çok arpa ve yulaf kullanılır. Kurak bölgelerde 6 kg fiğ ile 3 kg yulaf veya 5 kg arpa karıştırılarak ekilmelidir. Kıyı bölgelerimizde ise 7 kg fiğ ile 3 kg yulaf veya 4 kg arpa karıştırılıp ekilirse iyi bir karışım elde edilebilir.

Adana'da yapılan bir araştırmada yüksek kuru ot ve protein verimi için karışımdaki fiğ oranının % 50'den fazla olması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Fiğ+tahıl ekimi biraz güçtür. İki tohum karıştırılarak ekim yapılırsa fiğ genellikle daha hızlı akacağından ekimin başladığı yerlerde fiğ, sona erdiği yerlerde tahıl oranı fazlalaşır. Bunu önlemek için iki bölmeli mibzerlerde tohum gözüne tahıl, gübre gözüne fiğ konularak ekim yapılabilir.

Vicia Pannonica ( Macar Fiği )

Macar fiği, soğuğa ve kurağa dayanıklı bir fiğ türü olup Orta Anadolu koşullarına, özellikle kış soğuklarına oldukça dayanıklıdır. Kuru ot üretimi amacıyla başarıyla tarımı yapılabilir. Macar fiği, yarı dik olarak gelişen ve yaklaşık 90 cm kadar boylanabilen bir bitkidir. Macar fiği soğuğa ve kurağa dayanıklı olması nedeni ile bir çok yem bitkisinin tarımının yapılamadığı ağır-killi ve kıraç topraklarda üretilebilmektedir.

Bu koşullarda yeterli miktarda tohum ve kaba yem üretimi yapılabilmektedir. Tek yıllık ve kendine döllenen bir bitkidir. Özellikle kıraç bölgelerimizde üzerinde önemle durulması gereken fiğ türlerinden birisidir.

Macar fiğ diğer fiğ türlerine benzer şekilde ekimi yapılabilir. Kıraç koşullarda sıra arası, ot üretimi için 15-20 cm, tohum için ise 30-40 bırakılmalıdır. Ekim oranı 7-10 kg arasında değişir. Tahıllarla beraber ekimi yapılıyorsa 5-6 kg Macar fiğ ile 4-5 kg arpa veya yulaf karıştırılmalıdır. Ot için en uygun biçim zamanı alt meyvelerin şekillenmeye başlama devresidir. Kıraçta ot verimi 150-200 kg/da arasında değişir.

Trifolium Repens ( Ak Üçgül )

Uzun ömürlü çok yıllık bir bitkidir. Kısa boylu sülüklü bir bitki olması nedeniyle genellikle otlatmak amacıyla yetiştirilir. Sulanabilen ve düzenli yağış alan bölgelerin bitkisidir. Kurağa dayanıklı değildir. Otlatmaya ve çiğnenmeye çok dayanıklıdır. Yaprak Yapraklar tipik olarak üçlüdür. Üç yaprakçık sapı birbirine eşittir.

Yaprakçıklar 2-3 cm boyunda yuvarlak veya hafif oval ve kenarları dişlidir. Uç kısmı belirgin bir şekilde çentiklidir. Kulakçıklar, küçük üçgen şeklindedir, kenarları düz ve uçları sivridir. Ak Üçgül’ün gövdesi yere yatık olarak gelişir. Bitki ancak 20-40 cm’ye kadar boylanabilir.

Buna karşılık tek bir bitki 1 metre alanı kaplayabilir. Çiçek topluluk şekli kömeçtir. Çiçekler oldukça küçük, taç yapraklar genellikle beyaz, bazen pembe renklidir. Kömeçlerde döllenen çiçekler aşağıya doğru dönerler. Tohum meyve, oldukça küçüktür. İçerisinde 2- 6 arası tohum bulunur. Tohumlar, kalp şeklinde, parlak sarı veya kırmızı renktedir. Eski tohumlarda renk koyulaşır. Ak üçgül tohumlarında yüksek oranda sert tohum bulunabilir.

Trifolium Pratense ( Çayır Üçgülü )

Kısa ömürlü, çok yıllık, ekim nöbeti için çok uygun bir yem bitkisidir. Genellikle 3-4 yıl yaşar. Buğdaygillerle karışım şeklinde yetiştirilebilir. Sulanabilen ve yıllık yağışı yüksek ve düzenli bölgelerde, otlatmak ve kuru ot amacıyla yetiştirilir. Ot için yetiştirildiği zaman çok değerli bir yem elde edilebilir. Mera bitkisi olarak da çok büyük bir değere sahiptir. Bitkinin köklerinde oluşan yumrucuklar, toprakta azot biriktirerek toprağı güçlendirirler. Kökleri oldukça derine gider ve toprak içinde bol miktarda yayılır. Bu da toprakta organik madde birikmesine sebep olur.

Trifolium İncarnatum ( Kırmızı Üçgül )

Avrupa'nın çoğu için yerli olan, baklagiller (Fabaceae) familyasından bir üçgül türü. Tür adını veren incarnatum "kan kırmızısı" anlamına gelir. Kırmızı üçgül 20 ila 50 cm boyunda dikine büyüyen bir yıllık bitkidir. Tabanı dalsız veya tek dallıdır. Uzun saplı yapraklar üzeri tüylü üç yaprakçığa ayrılır.

Yaprakçık ucu iki loplu ya da kesiklidir. İlkbahar ve yaz mevsimi süresince görülen çiçekleri, kırmızı veya koyu kırmızı renginde, 3-5 cm boyunda ve 1.5 cm genişliğinde uzun bir başak biçimindedir. Tekli çiçekleri beş taç yapraklıdır. Kırmızı üçgül yaygın olarak sığır ve diğer çiftlik hayvanları için proteince zengin bir yem bitkisi olduğu için yetiştirilmektedir.

Genellikle orman kenarlarında, tarlalarda ve yol kenarlarında bulunur. Alandan mahsülün kaldırılmasına mütakip hektar başına 20-22 kg gelecek şekilde tohumların mümkün olduğunca çabuk ekimi yapılır. Toprak yüzeyine yapılacak ekimlerde toprağın bir tırmık yardımıyla karıştırılması daha başarılı sonuçlar elde edilmesini sağlamaktadır. İlkbaharda hızla büyür ve yeşil aksanı bol mahsul verir. Aynı zamanda saman yapmak için de uygundur. Yalnızca bir defa mahsus biçilir. Bitkinin yeniden gelişimi gerçekleşmez.

Phleum Pratense ( Çayır Kelp Kuyruğu )

Uzun ömürlü, çok yıllık, 50 – 100 cm boyunda yumak şeklinde gelişen, buğdaygil yem bitkileri içinde sulu koşullarda en verimli olan bir yem bitkisidir. Ot verimi yüksek, otun kalitesi çok iyidir. Kuru ot veya otlatma maksadı ile geniş olarak yetiştirilir. Soğuğa dayanıklı olmasına karşın kurağa dayanıksızdır. Otlatmaya pek dayanıklı olmadığından yapay meralar için uygun değildir.Daha çok kuru ot ve silo yemi elde etmek için kullanılır. Sulu yörelerde çayır üçgülü, yonca, kurak koşullarda ise domuz ayrığı ile birlikte ekilir. Serin, nemli ve ılıman bölgelere adapte olmuştur.

Phaselia Tanacetifolia ( Arı Otu )

Kuzey Amerika orijinli bir bitki olan arı otu, Fazelya, (Phacelia tanecitifolia Bentham.), iklim faktörleri yönünden ılıman olan Kaliforniya’ nın sahile yakın bölgelerindeki mer’alarda, Nevada’nın dağ ve tepe eteklerinde doğal olarak bulunmaktadır. Denizden yüksekliği 500 metreye kadar olan bölgelerde ve çoğunlukla taşlık ve kayalık alanlarda dikkati çekmektedir.

Çok iyi bir nektar ve polen kaynağı olması nedeniyle Almanya ve Doğu Avrupa ülkelerinde kaba yem üretiminden ziyade arı mer’ası olarak kullanılmaktadır. Doğal yetişme alanları göz önünde alındığında ülkemizde kıyı ılıman geçen sahil yörelerinde ve Çukurova’da kışlık olarak ekilen bu bitkinin, kış aylarının soğuk geçtiği yerlerde toprak ve hava sıcaklıklarının elverdiği ilk zamanda yazlık ekim olarak yapılması düşünülmelidir.

Ekimi, çiçeklenme süresini artırmak amacıyla bir kaç defada 2-3 hafta aralıklarla yapmak mümkündür. Böylelikle farklı zamanlarda çiçeklenmeye gelen bir tarla elde edilerek çiçeklenme periyodu uzatılabilir.

Genel olarak nektar ve polen kaynağı olan arı otu silo yemi olarak da kullanılabilmektedir. Yapılan bir çalışmada; bitkilerin 15 ve 30 Eylül ile 15 Ekim tarihlerinde yapılan ekimlerde bitkilerin mart aylarının başlarından nisan ayının sonuna kadar, 15 Ekimden sonra yapılan ekimlerde ise mart ayının sonundan mayıs ortasına kadar çiçeklendiği tespit edilmiştir.

Erken ekimlerde maksimum çiçeklenme 6000 adet/m2 ye ulaşırken Ekim sonu ve Kasım aylarındaki ekimlerde en üst nokta 9000 adet/m2 olmuştur. Aynı çalışmada arı yoğunluğunun,en üst noktada 200 arı/m2 (60-200 arı/m2) olduğu saptanmıştır.

Onobrychis Sativa ( Korunga )

Korunga, baklagillerden ve çok yıllık bir yem bitkisidir. Bitkinin kalınlaşmış bir ana kökü ve çok sayıda yan kökü bulunur. Bitki taç kısmından çok sayıda sap verir. Saplar 100-120 cm boylarındadır. Sap kesiti yuvarlaktır. Taban kısmında içi boştur. Yukarı kısımlarda ise içi dolu olup üzeri tüylüdür. Yapraklar karşılıklı bileşiktir.

Bir yaprak ekseninde karşılıklı olarak 7-15 çift yaprakçık vardır. Uzun yumurta şeklinde olan yaprakçılar, ince tüylerle kaplıdır. Yaprak ekseni daima yaprakçıkta biter. Çiçekleri yaprak koltuklarından çıkap sap üzerindedir. Pembe renkli ve salkım şeklindedir. Her salkımda 5-80 çiçek bulunur.

Meyveler 5-8 mm boyunda, yarım daire şeklindedir. Tek tohumlu yassı bir bakladır. Meyve kabuğunun üzeri damarlı ve dişlidir, Tohumlar, böbrek şeklinde kirli sarı veya kahve renklidir. Bin dane ağırlığı 13-17 gr. arasında değişir. Olgunlaşma sonunda meyve kabuğu açılmaz, meyve halinde ekilir. Korunga her iklimde yetişebilir. Fide dönemi dışında kuraklığa özellikle soğuğa dayanıklıdır. Korunga, geçirgen, kireçli, tınlı-kumlu toprakları sever.

Yonca tarımına uygun olmayan kıraç, zayıf ve çakıllı topraklarda da korunga yetişir. Her türlü iklim ve toprak şartlarında ekim nöbetine sokularak zayıf ve kıraç alanları ıslah eder. Ekildiği sırada tohumlarına bakteri kültürü bulaştırılırsa, nodozite bakterileri sayesinde toprağa azot kazandırılır. Kurak bölgelerde ekim nöbetine dahil edilerek nadas bölgelerinin daraltılmasına yardımcı olur. Aynı zamanda kıraç ve erozyona açık yerlerde suni meraların kurulmasında karışıma giren önemli bir bitkidir. Aynı zamanda korunga iyi bir arı merasıdır. Korunga tarımı yapılan yerlerde yerel arıcılık artırılabilir. Korunga, hayvanlara yeşil veya kuru olarak yedirilebilir.

Yeşil yedirildiğinde şişkinlik yapmayan ve protein içeren değerli bir kaba yemdir. Biçimden sonra gelişmesi yavaştır. Kuru şartlar altında yıllık yağışı 300-400 mm olan yerlerde yılda bir biçim yapılır. İyi tesis edilmiş korungalıklarda gübreleme ve bakım yapılırsa kuru ot verimi 200-600 kg/da'dır. Tesis yılı dahil ekonomik olarak 3-5 yıl kuru ot üretimi yapılır.

Medicago Sativa ( Yonca )

Yonca çok yıllık otsu bir bitkidir. Boyu 50–80 cm dir. Derin bir kök sistemi vardır. Uygun koşullarda 8-10 metre derine gider. Etkili kök derinliği 120–180 cm dir. Bu nedenle, anavatanı olan Ortadoğu bölgesinin şartları ile birebir özelliklere sahip olup, kuraklığa dayanıklıdır. Yonca önemli bir yem bitkisidir. Otlatılmaya da oldukça dayanıklıdır. Bu nedenle meraların ıslahında diğer bitkilerle karışıma giren ve meranın kalitesini arttıran bir bitkidir.

Ahır besiciliğinde et ve özellikle süt verimini % 30'lara kadar artıran ve yem bitkileri içerisinde en çok besleyicilik değeri olan yoncada, içerisinde 10 kadar vitamin de vardır. Tetraploid genetik yapıya sahip bir bitkidir. Genelde hasat edilerek hayvanlara yedirilir, daha ender olarak mera ortamında hayvanlara otlatılır.

Köklerinde, diğer hayvan yemlerinde olduğu gibi, bitki bünyesindeki azot değerlerini artıran rhizobia gibi proteobakteriler bulunmaktadır. Bu bakteriler topraktaki azot miktarı ile sınırlı kalınmaksızın yüksek protein değerli bir besi kaynağı oluştururlar. Bu özellikleri nedeniyle etkin üretiminin bilimsel yöntemlerle geliştirilmesinde önemli ilerlemeler sağlanmış, üretiminde en yüksek verim düzeylerine ulaşılmıştır.

Lotus Corniculatus ( Gazal Poynuzu )

Ülkemizin her yöresinde doğal bitki örtüsünde görülen, uzun ömürlü, çok yıllık bir bitki olup, yonca ve çayır üçgülünün yetişmediği yerlerde yetişmektedir. Besleme değeri iyi, ot verimi yüksektir, otlatmaya dayanıklı yapay mera tesislerinde aranan bir bitkidir. Dik olarak gelişen bitki 60 – 90 cm’ye kadar boylanabilir. Drenajı zayıf, tuzlu ve alkali, fakir topraklarda yetiştirilebilir. Baklagil yem bitkileri içerisinde tuzluluğa en fazla dayanan bitkilerden birisidir.

İklim istekleri bakımından kanaatkar olup, kurak ve orta derecede nemli yörelerde yetişebilir.Gelişmesini tamamladığında soğuğa oldukça dayanıklıdır. İyi bir tohum yatağı isteyen gazal boynuzu kışı sert geçen bölgelerde erken ilkbaharda ekilmelidir. Adi gazal boynuzu, ot üretimi için kılçıksız brom, çayır yumağı, kelp kuyruğu ile karışık ekilmektedir.

Lolium Multiflorum ( İtalyan Çimi )

Kısa ömürlü, çok yıllık, ekim nöbeti için çok uygun bir yem bitkisidir. Genellikle 3-4 yıl yaşar. Buğdaygillerle karışım şeklinde yetiştirilebilir. Sulanabilen ve yıllık yağışı yüksek ve düzenli bölgelerde, otlatmak ve kuru ot amacıyla yetiştirilir. Ot için yetiştirildiği zaman çok değerli bir yem elde edilebilir. Mera bitkisi olarak da çok büyük bir değere sahiptir. Bitkinin köklerinde oluşan yumrucuklar, toprakta azot biriktirerek toprağı güçlendirirler. Kökleri oldukça derine gider ve toprak içinde bol miktarda yayılır. Bu da toprakta organik madde birikmesine sebep olur.

Forage Mixture ( Mera Karışımı )

Yonca çok yıllık otsu bir bitkidir. Boyu 50–80 cm dir. Derin bir kök sistemi vardır. Uygun koşullarda 8-10 metre derine gider.

Etkili kök derinliği 120–180 cm dir. Bu nedenle, anavatanı olan Ortadoğu bölgesinin şartları ile birebir özelliklere sahip olup, kuraklığa dayanıklıdır. Yonca önemli bir yem bitkisidir. Otlatılmaya da oldukça dayanıklıdır. Bu nedenle meraların ıslahında diğer bitkilerle karışıma giren ve meranın kalitesini arttıran bir bitkidir.

Ahır besiciliğinde et ve özellikle süt verimini % 30'lara kadar artıran ve yem bitkileri içerisinde en çok besleyicilik değeri olan yoncada, içerisinde 10 kadar vitamin de vardır. Tetraploid genetik yapıya sahip bir bitkidir.

Genelde hasat edilerek hayvanlara yedirilir, daha ender olarak mera ortamında hayvanlara otlatılır. Köklerinde, diğer hayvan yemlerinde olduğu gibi, bitki bünyesindeki azot değerlerini artıran rhizobia gibi proteobakteriler bulunmaktadır. Bu bakteriler topraktaki azot miktarı ile sınırlı kalınmaksızın yüksek protein değerli bir besi kaynağı oluştururlar.

Bu özellikleri nedeniyle etkin üretiminin bilimsel yöntemlerle geliştirilmesinde önemli ilerlemeler sağlanmış, üretiminde en yüksek verim düzeylerine ulaşılmıştır.

Bromus Inermis ( Kılçıksız Brom )

Doğal meraların tohumlanmasında, yapay mera karışımlarında, kuru ot üretiminde başarı ile kullanılan değerli bir yem bitkisidir. Yonca, aküçgül ve adi gazal boynuzu ile iyi karışımlar verir. Aynı zamanda erozyon kontrolünde de önemli bir bitkidir. Ana sap 50 – 100 cm kadar boylanır. Yazları kurak, kışları soğuk geçen karasal iklimlere uygun, orta derecede tuzlu topraklara iyi dayanır. Yıllık yağışı 300 – 350 mm olan bölgelerde yetiştirilebilir. Rizomlu olması nedeniyle serpme ya da sıraya ekimi farklılık göstermez. Genel olarak karışım halinde ekilir. İlkbaharda erken, sonbaharda ise geç otlatılmamalıdır.

Dactylis Glomerata ( Domuz Ayrığı)

Domuz ayrığı (Dactylis glomerata L.), buğdaygiller familyası (Poaceae)'nın yumak oymağı (Festuceae) içersindeki en küçük cinslerden biri olan ve 15 türü içeren Domuz ayrığı (Dactylis) cinsinin en bilinen türüdür. Çokyıllık, yumak oluşturan bir serin mevsim buğdaygilidir.

Avrupa, Kuzey Afrika ve Asya'nın ılıman bölgelerinin doğal bir türüdür. Ülkemizin hemen hemen bütün bölgelerinde doğal olarak yetişir. İlkbaharda büyümeye erken başlar.

Gölgeye, kurağa ve sıcağa kelp kuyruğu (Phleum pratetise), Çokyıllık çim (Lolium perenne) çayır salkım otu (Poa pratensis)'den daha dayanıklıdır.

Ancak, kurağa ve soğuğa toleransı kamışsı yumak (Festuca arundinacea) ve kılçıksız brom (Bromus inermis)'dan daha azdır. Zayıf ve verimsiz topraklarda kelp kuyruğu ve kılçıksız bromdan daha iyi yetişir. Fakat, zayıf drenalı topraklara toleransı kamışsı yumaktan daha azdır. Dünya'nın nemli-ılıman bölgelerindeki bkçok ülkede mera bitkisi, kuru ot, yeşil ot ve silaj bitkisi olarak yetiştirilir. Serin mevsim buğdaygil yembitkileri içersinde en verimli türlerden biridir. Saf olarak veya diğer çokyıllık buğdaygil ve baklagil yembitkileri ile karışım halinde yetiştirilebilir.

Adapte olduğu yerlerde fideleri yabancı otlarla ve birlikte ekildiği diğer bitkilerle iyi bir şekilde rekabet edebilir. Vejetatif gelişme döneminde otunun besleme değeri yoncaya yakındır. Ancak, tam çiçeklenme döneminde besleme değeri yoncanın yarısı kadardır. Adana ve Şanlıurfa koşullarında sürdürülen araştırmalarda çiçeklenme döneminde biçilen domuz ayrığı kuru maddesindeki ham protein oranını % 9.5 olarak saptanmıştır. Domuz ayrığı merası iyi idare edildiğinde, süt sığırcılığı ve et sığncılığında çok başardı sonuçlar vermektedir.

Beta Vulgaris ( Hayvan Pancarı )

Hayvan pancarı, hayvanların severek yediği sulu, şıralı bir yem bitkisidir. İneklerin süt verimini belirgin bir şekilde arttırır. Kesif yemden tasarruf sağlar. Lezzetli oluşu sebebiyle hayvanlar tarafından severek yenir. Diğer yem bitkilerine göre daha fazla enerji sağlar. Hayvanların sindirim sistemini güçlendirir.

Hayvan pancarının verimi çok yüksektir. Uygun şekilde tarımı yapıldığında dekardan 10-12 ton yumru alınır. Bir dönümden kaldırılan pancar 3-5 jersey ineğe, 2-3 holstein veya montafon ineğe 6 ay yeter. Hayvan pancarı için en uygun topraklar hafif ve orta bünyeli topraklardır. Fazla killi veya fazla kumlu topraklarda, taşlı ve çakıllı topraklarda hayvan pancarı yetişmez. Patatesin yetiştiği bütün topraklarda rahatlıkla yetiştirilir. Hayvan pancarı ilkbaharda toprak tava geldiğinde ekilir. En uygun ekim zamanı mart-nisan aylarıdır. Ordu bölgesinde mibzerli ekim olmadığından ekim elle dönüme 2-3 kg. tohum gelecek şekilde yapılmalıdır.

Ekim derinliği 2-3 cm. olmalıdır. Hayvan pancarı ekilecek tarlaya 2-3 ton yanmış hayvan gübresi karıştırılmalıdır. Tarlaya, ekimle birlikte 15 kg. triple süper fosfat gübresi ve 15-20 kg. azotlu gübre katılmalıdır. Aynı tarlaya iki yıl arka arkaya ekim yapılmamalıdır. Gübreleme toprak tahlili sonuçlarına göre yapılmalıdır.

Bitki toprak yüzüne çıkıp 3-4 cm. boylanınca ilk çapa ve seyreltme işlemi yapılır. Sıra üzerinde pancarların birbirine olan uzaklığı 35 cm. olmalıdır.

Seyreltmeden sonra dekarda 7000-8000 bitki kalmalıdır. Bu dönemde dekara 15-20 kg. azotlu gübre verilmelidir. Yetişme süresince yeterli yağış alınamadığı taktirde mutlaka sulama yapılmalıdır. Hayvan pancarında, yumrunun büyük bir kısmı toprak yüzünde geliştiğinden sökümü çok kolaydır. Ayakla hafifçe vurulduğunda veya yaprakların başla birleştiği yerden elle tutulup çekildiğinde kolaylıkla topraktan çıkarılabilir.

Sonbaharda yapraklar sararmaya başladığında, soğuklar başlamadan önce hasadı yapılmalıdır.

Hasatta yapraklar ziyan edilmemeli, hayvanlara yedirilmelidir. Sökülen yumruların uzun süre suyunu kaybetmeden saklanması için baş kısmı tekrar sürmeyecek şekilde kesilmiş olmalıdır. Yumrular mahzen, samanlık veya toprakta saklanabilir. Depolanacak pancarlar mutlaka temiz ve sağlam olmalıdır. Yumrular depoda ışık görmemeli ve depo sıcaklığı 1-5 dereceden fazla olmamalıdır. Depolamada yığın yüksekliği 1.5 metreyi geçmemelidir. Hayvan pancarı süt ineklerine günde 25-30 kg. besi koyunlarına 4-5 kg. ve besi sığırlarına ise 30-35 kg. verilebilir.